Yorum/İnceleme: Aynur Kulak
Mecra: Derki Bİz
MÖ 6. Yüzyılda savaş taktikleri üzerine yazılmış bir metnin günümüz dünyasının -çirkin kapitalist kurallarına rağmen- düzenine, mücadelesine, kavgalarına yerli yerinde oturması çok da olası gözükmeyebilir. Ama oturuyor. Savaş taktikleri diye betimledim fakat Sun Zi (Sun Tzu) tarafından kaleme alınan metinlerin her biri Savaş Sanatı diye bir kavramla tanıştırıyor bizleri. Savaşın ve Sanatın bir araya geldiği her bir metin için şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Hayatın ta kendisi sanatın ta kendisi olduğuna göre, ayakta kalabilmek adına verdiğimiz savaşlar eğer biz uykularımızdan uyanırsak sanata elbette dönüşecektir. Nasıl mı?
Sun Zi’nin Savaş Sanatı kitabı 68 sayfa. MÖ 6. Yüzyılda tecrübe edilen savaş taktikleri üzerine yazılmış 68 sayfalık bir kitap nasıl oluyor da hayatın kendisini bu derece kapsayıcı şekilde ve tüm detaylarıyla tanımlıyor olabilir diye düşünmeden edemiyorsunuz. Ve elbette 21. Yüzyılda içinden çıkılması zor bir pandemi dönemine denk gelmişken nasıl oluyor da MÖ savaş üzerine yazılmış bu metinler yaşadığımız bu günleri birebirde anlatabiliyor. Bazı şeyler hızla değişirken aslında hiçbir şey değişmemiş olabilir mi? Ya da değiştiyse de, yanılgılarımız eninde sonunda asıl doğrularla yüzleştiriyor olabilir mi bizleri? Yani milattan öncesinden bu güne bu düzeni kuran bizleri!
İlk askeri metin olarak kabul edilmesinin yanı sıra, liderlerin, iş dünyasının başvuru kitaplarından biri olan Savaş Sanatı rakibe karşı alınacak önlemleri ve mücadele yöntemlerini ayrıntılarıyla anlatıyor. Fakat kitap ile ilgili kabataslak verilen bu tanım Sun Zi’nin temelde anlatmak istediği “hayat mücadelesi” kavramı için yeterli değil. Kitabın ilk bölümü olan Hesaplama başlıklı bölümden somut bir örnek vermek istiyorum.
“…beş noktayı kıyaslayarak hesap etmek ve durumu ona göre değerlendirmek gerekir:
………
Yol, halkın hükümdarıyla aynı fikirde olmasını sağlar, böylece birlikte ölüp, birlikte yaşayabilir, hiçbir tehlikeden korkmazlar.
Gök, ying ve yang’ı, soğuğu ve sıcağı, zamanın mevsimsel olarak düzenlemesini ifade eder.
Yer, uzaklığı ve yakınlığı, tehlikeyi ve güvenliği, genişliği ve darlığı, ölümü ve hayatı ifade eder.
Komutan, bilgeliği, sözünün eri olmayı, insancılığı, cesareti ve disiplini ifade eder.
Nizam, ordu düzenini, komuta zincirini, ikmal yollarını ve askeri harcamaları ifade eder.
Yol, Gök, Yer, Komutan, Nizam. Yukarıda günümüz şartlarından bahsederken vurguladığım “hızlı değişim” tanımını Sun Zi’nin “Savaş, bir ülkenin en büyük sorunu, ölüm kalım meselesi, hayatta kalma veya yok olma yoludur, ince eleyip sık dokumadan yapılmaz.” tanımı üzerine sıraladığı beş önemli faktöre bakıldığında “hızla bozulma” olarak değiştiriyorum. Artık aynı fikri paylaştığımız yollarda yürümüyoruz, gökler iklim kriziyle cebelleşmekte, tırnaklarımızı kazıyarak geldiğimiz yerlerin hayat ile bağlantısı kesik, sistemin işleyişinin başında bulunanlar insanlık, cesaret ve disiplinden yoksun, nizam nerdeyse hiç yok artık.
İnsanlık olarak hiçbir şeyi iyi hesaplayamadık.
Kitap 13 bölümden oluşmakta ve savaş taktikleri üzerine yazılmasına rağmen her satırıyla hayat ile ilgili rehber niteliğinde. Özellikle hayatın her alanında mücadele etmek durumunda kalan 21. Yüzyıl insanına, mücadeleyi uzatarak araçları çeşitlendiren, ayrıntılı planları ve dolaylı hareketleri öven bir yaklaşımla ve günümüzde de uygulanabilir taktiklerle nasıl başarılı olunacağı, güçlü kalınacağı konusunda yol göstermekte. Fakat Savaş Sanatı kitabında yazan her bir düşünce öyle bir bilgelik düzeyindeki, günümüzde her alanda ve düşünce yapısındaki bozulmalar düşünüldüğünde böylesine bir bilgeliğin bile dünyayı -artık- kurtaramayacağı hissiyatına kapılmadan edemiyorsunuz.
Bu yüzden belki de, Savaş Sanatı kitabı kişisel rehberimiz olmalı. Sun Zi’nin bilgeliğini edebi dostumuz sayıp, savaşlara onun rehberliğinde girmeli, mücadelelerimizi onun rehberliğinde vermeliyiz.
Savaş Sanatı kitabını okuyunuz lütfen.