Bugün yeni bir gün
Yeni bir sabah
Yeni umutlar, hayaller, hedefler zamanı… Her yıl olduğu gibi
Bugün de tıpkı bir önceki yıl gibi sana adanmıştır, hayat gibi. Bu yıl kendin için yapabileceğin en güçlü şey yaşamın doğası, insanlar, gerçek hakkındaki inançlarını daha olumlu bir tanesiyle değiştirmek ve buna göre davranmayı doğalın haline getirmek.
“Sabırlı ol,” diyor Shakti Gwain. Benim kalbimin çekmecelerindeki daimi dostum. Dostum diyorum, çünkü neredeyse 20 yıldan fazla zamandır o incecik kitabı okumaktan hiç bıkmadım.
Gwain, “Yaratıcı İmgeleme” kitabının yazarı. O beni tanımıyor, fiziksel dünya için bu geçerli bir cümle olabilir. Oysa bir de hani derler ya -kalp gözü ile görmek- kavramı var bu evrende. Ben bu kavrama “kalben” inanıyorum.
Yıllar önce, ben henüz yüksek lisans öğrencisiyken Sarıyer Bahçeköy’deki Orman Fakültesine derse giderdim. Bir öğrenci hayata karşı ne kadar endişeliyse o kadar endişeli; ne kadar umutluysa o kadar umutluydum. Bu kitabı keşfettiğimde durum tam da böyleydi. Kitap yeni bir şey anlatmıyor, hatta önyargılara kurban olup içi boş bir balon, basit bir kişisel gelişim kitabı olduğu dahi düşünülebilir. Konumuz böyle düşünenlere yanıt vermek değil tabii ki. Evet, kitap yeni bir şey anlatmıyordu ve büyük, süslü bir dünya vaat etmiyordu. Bundan çok daha kıymetli bir etkisi oldu o yaşlarıma. Bana ait, benim gücümü, sonsuz umut, öz saygı, kendime şefkati, enerjimi, potansiyelimi, başarabileceklerimi kalben hissetmemi, görmemi sağladı. Günümü yaratmak, ideallerimi belirlemek, hayallerime ve beraberinde hedeflerime koşmak için tek bir şeye ihtiyacım olduğunu gösterdi. Kendim… “Bak hayata tutunabilmenin bir de böyle bir yolu varmış,” diye seslendi.
Yıllar geldi geçti, o nehirden çok sular aktı. İnişler çıkışlar birbirini kovaladı. Bir zaman geldi aklıma dahi gelmedi, unuttum ya da ben öyle zannettim. Bir zaman geldi defterim, kalemim, zihnim, kalbim günlerce onunla yoğruldu. Yeni bir şey söylemeyen bu minik kitap aslında öyle kök salmış, benden bir parça olmuş ki bakış açımın, davranışlarımın, kendimi yukarı çekme yollarında mihenk taşı haline gelmiş.
Şimdi yıllar sonra yine bir yol ayrımında hatırlamanın tesadüf olmadığını bir kez daha görüyorum. Kitaplar böyledir, kendi başına bir mucize. Gelir, ışıltılı değneğini sana dokundurur ve seni evrenle baş başa bırakır. Karşılaşmaların gücüne ve mucizelere inanıyorum derken temelinde hangi düşünce, inanç kalıplarımın saklı olduğunu görebiliyorum, şaşırmıyorum. Kitap der ki; bir düşünce sistemi var ve evrenin de içinde sakladığı olanaklar. Şekil fikri takip eder der. Sadece iyilik için çalışan bir sistemin yeterince açık bir dilekte bulunmak, bunu zihnimizde resmetmek, odaklanarak, akışa uyarak, bolluk kabulüyle hayatımıza almak gibi yalın teknikleri var. Sakin bir zihinle, her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu izleyebilmek, blokaj yaratmadan kabullenmek, onu yaşamak.
Anlıyoruz, deniyoruz, öğreniyoruz. Bunu içsel dirayet ve güçle, hayatı kendimize zindan etmeden, açıkçası kendi kendimizin zalimi olmadan da başarmanın mümkün olduğunu biliyorum, inanıyorum.
Yeni bir sabah demiştik.
Yeni bir yıl
Yeni umutlar…
Farkındalığımızın arttığı, içsel sınırlarımızla yüzleştiğimiz ve onları serbest kıldığımız, bize düşen her şeyi (ama her şeyi) yaptıktan sonra o nehirdeki suya kendimizi bıraktığımız iyi bir yıl olsun.
Hepimiz için.
Ayşegül Ekşioğlu
İstanbul’da doğdum, Pertevniyal Lisesi, Mimar Sinan üniversitesi ve ardından İTü, eğitim hayatıma yön verdi. Uzun yıllardan beri İn...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...