Bazen her şey yolundadır bize göre. Okullar bitirilmiş, kariyer yapılmış, kıyıda köşede rahat yaşamayı sağlayacak birikimler oluşmuştur. Saate bakmadan hareket etmediğimiz iş günleri, telefona bakmadan içimizin rahat etmediği iş, okul, ev, tatil, eğlence anları bizi kuşatır.
Bu sarmal sürüp giderken -özellikle kırklı yaşlardan sonra- insanın dur dediği anlar çoğalıyor galiba. “Dur.” Her ne kadar emir kipi görünse de kelime bir ihtiyaç, bir sesleniş, uyarı niteliğindedir. Aslında biraz yavaşlamak, sakinleşmek belki de içinde savrulup gittiğimiz, çoğu zaman anlamsız bulduğumuz telaşı bırakmakla ilgilidir. İçimizden , “Hey burada sana seslenen de sensin. Nereye koşuyorsun böyle?” diyen sese kulak verdiğimizde hatırlamalar başlar. Yavaşlamak için bir şeyleri hızla atmaya başlarız, unuttuklarımızı hatırlamaya dair etkili olan bu itki karar aldırır. Eşyaları, eskileri, lafı sözü, eksilten insanları bir bir hayatımızdan çıkarırız. Dışarıdan bakıldığında tahammülsüzlük gibi görünse de, içeriden baktığında özüne yeniden sarılmak, kendine şans vermektir aslolan.
Eskiden olsa böyle düşünmezdim. Şimdi en çok buna odaklanmaya çalışıyorum. Yaşla olgunluk, zamanla dem yakın eğriler. Fark ettim ki son dönemlerimde “mış gibi yapmak” tanımı zeytinyağı ve su gibi ayrışıyor gözümde. Kalabalığın içinde kaybolmaktansa bazen kendi kabuğuma çekilmek daha çok huzur duyduğum bir eylem haline geliyor. Ötesine gerek var mı? İçimden gelen ses bana: Arın-durul-sakinleş diyor ve devam ediyor; Hatırla-kabullen-unut. Çevrenize bir bakın her ne kadar adını koyamasanız da bazı insanların yakınınızda olması size nedeninin bilmediğiniz bir huzursuzluk verir, samimiyetsizliğini görürsünüz ama ne çare somut bir durum yaşamadığınız için adlandıramazsınız, başarılarını kutladığınız biri an gelir sizin çabalarınıza nedense hiç de iyi niyetli olmayan sahte bir ilgi gösterir. Güvenip yakınınıza aldığınız biri sizi çoğaltıyormuş gibi gözükse de içinizi kurutur, özgüveninizi sarsar, iyiymiş gibi davranır ama kötücül enerjisi sizin dengenizi bozar.
İyiymiş gibi görünen enerjileri yakınımıza almayalım; haliyle zor olan hayatımızı daha da zor hale getirmeyelim. Bazı klişe sözler gerçekliğini korur, örneğin hayatımıza, özümüze, ruhumuza, fiziğimize, benliğimize, bizi biz yapan değerlere zarar veren her kimse sessizce yanından uzaklaşalım. Hayatına dâhil olmayalım. Samimiyetimizi, çabamızı, emeğimizi basite indirgeyen her kimse onu kendi fesatlığı ile baş başa bırakalım. Kendimizi de bir illüzyonun içinde daha fazla yıpratmayalım. Her şeyin muhteşem olduğuna kendimizi inandırmaya çalışmayalım. İnsanları kaybetmekten, dışlanmaktan, yalnız kalmaktan, bir gruba ya da ortama ait olamamaktan bu denli korkmayalım. Zaman o kadar değerli ve hayat o kadar kısa ki, bu evrende bize akan fırsatlar, tercihler, kişiler, işler, uğraşlar eminim bu ayrımı yapabileceğimiz kadar çok. Özünde değer bilen ve içten olan hiçbir bağ, ilişki, iletişim inanın bizi kaybetme ya da bir seçim yapma noktasına getirmeyecektir.
Zaman geçtikçe ve adım atmaktan korktuğumuz kararları hayata geçirdikçe kısacası daha dingin, daha sakin, umutlu ve iyimser bir yanımızı keşfedeceğiz, Eksilten değil çoğaltan enerjilerle sarıp sarmalandığında insan başta kendine ve beraberinde çevresine bu iyilik halini daha çok akıtıyor. Önüne geçemeyeceğimiz, değiştiremeyeceğimiz o kadar çok acı varken dünyada ufak da olsa iyi bir yanını sahiplenmek özümüze ve bu öze saygı duyan herkese iyi gelecektir.
“Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir…”
Ölü Ozanlar Derneği
Ayşegül Ekşioğlu
İstanbul’da doğdum, Pertevniyal Lisesi, Mimar Sinan üniversitesi ve ardından İTü, eğitim hayatıma yön verdi. Uzun yıllardan beri İn...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...