ben frida’yı sevdim
frida, diego’yu
diego ile aramdaki fark ise
sadece 90 sene idi
ama
acılar güncel
ölmeden önce
seyredilmesi gereken filmler
okunması gereken kitaplar
görülmesi gereken tablolar
anlaşılması gereken sanatçılar
ağlanması gereken acılar
gidilmesi gereken yerler
müzeler şehirler ülkeler denizler
alışveriş listesi
davetli listesi
seçmen listeleri
fiyat listesi
tuhaf
hafta sonuna denk gelen
bayram tatilleri gibi çaresiz olanlar
yenen kazıklara sessiz kalanlar
utançları örtbas edenler
gururları duvara asanlar
özelini pazar tezgahında ucuza satanlar
verilip de tutulmayan sözler
sözleri yalanlayan gözler
taksitler taahütler
ve daha neler neler
tuhaf
seba-i dü ile başlayan oyundan
büyük rok yaptıran bunalımdan
maçın son kornerinde
karşı kaleye koşan kaleci gibi
kaybedecek bir şeyi olmayan insandan
güneş görmeden soframa gelen hayvandan
her ay marifetmiş gibi açıklanan
zam şampiyonundan
bıkmadık
tuhaf
içinden araba çıkan dondurmalar
kredi kartı reklamında kullanılan çocuklar
%80 indirim yapan mağazalar
taşıdığı cep telefonu kadar aklı olmayanlar
2 dakikalık videoda hayatın anlamını bulanlar
parayı bulunca önce kendini kaybedenler
tuhaflar tuhaf
çocukluğumun mor ışıklı ve süslü minibüsleri
dönüşünce ruhsuz demir yığınlarına
arabesk değil zamanımız çalınıyor artık yollarda
kadıköy minibüsü mesela
kadıköy'e gitmemek için her şeyi yapıyor
tuhaf
özgürlüğüne özenilen kuşun
özgürlüğü kısıtlayan
dikenli tellere konması gibi
tuhaf oldu yaşamak
kaldı ki
yaşadığımıza değiyor mu
bilmiyorum
başkalarının filmlerinde hep figüranız
hayallerimizin başrolündeki o güzel kadınlar
yok oluyorlar bir anda
gece yarısı gelen
"size masrafsız kredi verelim" mesajıyla
ama
krediyi almadan bedel ödemeye başladık
tuhaf yahu
heves ölümü gerçekleşmiş birinin
cenaze namazında saf tutan katiller
heba olan yıllar
tatile gitmek için hazırlanmayan bavulların
acı dolu olması
ve
havuz problemini çözen çocuk ukalalığıyla
parayı verenin düdüğü çalması
tuhaf
daha sonra toparlarım diye
buruşturup attığım şiir parçalarının
intikamı olmalı bu tuhaflıklar
diye düşünmüyor da değilim
çok tuhaf
ki
düşünmemek aptallığa yol açıyor
aptallık, mutluluğa
yünanistan’da başlayan
acılardan geçen
romanya’da süren
ve
italya’da biten
bir şiir bu
şiirin içinde kaybolmuş harfler gibiyiz şimdi
her sokak yabancı
nerede duracağımızı
nereden döneceğimizi bilemeden
yaşımız 40’ı geçti
tuhaf
denizden dağa doğru akan nehir gibi
annesi ölmeyenin
çocukluğunun bitmediği gibi
babası yanında olanın
uzağında olan endişe gibi
sanki yaşıyormuşuz gibi
tuhaf
sanki
yaşıyor-
muşuz
gibi
burak ketenci
24 eylül 2017 / italya
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Yazı yazar, yazar değil; şiir yazar ama şair değildir. Şiir ve yazıları; derKi, Merdiven Altı, Lemur, Nett...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...