Okumak; düşünmenin, düşlemenin, değişmenin ve dönüşmenin kapısını aralamaktır. Bu alışlanlıkla insan, kendi geleceğini inşa ederken bilgiye erişimden, derin öğrenmeye doğru uzanan da bir yolculuğa çıkar. Çünkü insan, doğası gereği sürekli öğrenmeye ve gelişmeye ihtiyaç duyar. Bu gelişimi sürdürebilmek için geçmişini, tarihini, farklı kültürleri, psikolojiyi, sanatı ve edebiyatı tanımalı; hem duygu ve düşüncelerini zengin bir dil ve üslupla ifade edebilmeli, hem de başkalarını anlayabilmelidir. Tüm bunların yoluysa, şüphesiz ki okumaktan geçer.
Hiçbir insan tek bir ömre sığacak kadar tüm deneyimleri yaşayabilecek kaynağa ve zamana sahip değildir. Bu yüzden, başkalarının tecrübelerinden yararlanmalı, onların yaşanmışlıklarından da öğrenmelidir. Geleceğini bilinçle şekillendirmek ve hayatını kendi istediği gibi inşa edebilmek için her birey; başka hayatlardan ilham almalı, hayaller kurmalı, sürekli bilgi edinmeli, o bilgiyi gerçek bir güce dönüştürmek için kendi yolunu cesaretle çizebilmelidir.
İnsan; algılama, müzakere etme ve sorgulama yetisiyle donatılmış bilinçli bir varlıktır. Ve bu öğrenme yolculuğu, doğumdan ölüme kadar devam eder. Elbette bilgiye başkalarını dinleyerek de ulaşmak mümkündür; ancak bu hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin edici olmayacaktır. Çünkü okumadan derin ve kalıcı bir öğrenme sağlamak pek söz konusu olmayacağı gibi, düşünceyi derinleştirmek ve gerçek anlamda bilgi sahibi olmak da kolay değildir.
Kısacası, okumak; gelişmiş bir insan olabilmek ve bunu sürdürebilmek, hayal kurabilmek, farklı kültürleri anlayabilmek ve bu birikimi gelecek nesillere aktarabilmek için vazgeçilmez bir yaşam pratiğidir.
Günümüzde elbette teknolojisinin gelişimi ile bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Okumanın yanında alternatif öğrenme yöntemleri de oldukça çeşitlendi. Videolar izlemek, pod cast dinlemek, sesli kitaplardan faydalanmak, kitapların tartışıldığı kulüplere katılmak gibi farklı yollarla da bilgi edinmek mümkün hale geldi.
Ancak benim içinse hala bir kitabı eline alıp okumanın, kağıdın kokusunu duymanın, altını çizip notlar almanın, kütüphanede saklamanın, saatlerce incelemenin, birine kitap hediye etmenin yerini hala hiç bir şey tutmuyor.
Aynı zamanda okumak, insanın konuşma dilindeki kelime dağarcığını ve kültürünü geliştirip, zenginleştirirken, başka hayatları tanımayı, farklı dünyaları keşfetmeyi de sağlıyıp; insana ilham verir. Ve insan, aldığı bu ilhamlarla kendi geleceğine dair hayallere düşer. Elbette kurulan bu hayalleri gerçeğe dönüştürebilmek ve güçlü bir gelecek inşa edebilmek için sağlam bir zihinsel temele ihtiyaç vardır. Bu temelin en önemli taşlarından biri de tartışmasız şekilde okumaktır.
Okumak aynı zamanda insana eleştirel düşünme becerisi kazandırır, farklı bakış açıları sunar ve dünyayı anlamayı kolaylaştırır. Anlamak, yorumlamak ve bilinçli bir birey olabilmek için okuma alışkanlığı çok temel bir yöntemdir.
Okumayan bir genç, yalnızca başkalarının kendisine sunduğu bilgilerle yetinir ve sorgulamadan yaşamını devam ettirir. Oysa kitaplar, derin düşünmeyi, sorgulamayı ve bağımsız kararlar almayı öğretir. Bu yüzden, düşünen, sorgulayan ve üreten bireyler yetiştirmek için okuma kültürünü güçlendirmek hayati öneme sahiptir.
Geleceğini şekillendirmek isteyen her genç, önce düşünmeyi öğrenmelidir. Düşünmenin en iyi yolu ise okumaktan geçer. Çünkü okuyan, sorgulayan ve düşünen bir genç sürekli söylediğim gibi büyük hayaller kurar; hayal kuran bir genç ise dünyayı değiştirme gücüne sahip olur.
Hep hatırlamalıyız ki; bilgi, yalnızca ona sahip olan bireyi değil, o bilgiyi eyleme dönüştüren bireylerle birlikte içinde bulunduğu toplumu da ileriye taşır. Bu yüzden özellikle gençler, hem kendilerini hem de yaşadıkları dünyayı dönüştürebilmek için mutlaka okuma alışkanlığı edinmelidir. Bu alışkanlığı kazanmak için her gün sayfalarca okumak da şart değildir. Bu alışkanlık küçük adımlarla başlayarak, hem sıkılmadan hem de motivasyonunu kaybetmeden zamanla geliştirebilir.
Öncelikle kendinize küçük ve ulaşılabilir hedefler belirleyin. Mesela ilk gün, sadece bir kitapçıya gidip raflar arasında gezinebilir, ilgilinizi çeken kitapları keşfetmeye çalışabilirsiniz. Arka kapak yazılarını ve önsözlerini okuyarak kendinize hitap eden türleri bulabilirsiniz.
Günde sadece 10-15 dakika ayırarak başlamanız bile zamanla büyük bir fark yaratır Üstelik bu süreyi ne zaman ayıracağınız tamamen size bağlı. Kimisi sabah, zihni tazeyken okumayı tercih eder; kimisi ise günün sonunda, uyumadan önce tüm işlerini bitirdiğinde sakin, telaşsız bir zihinle okumayı sever. Deneyerek kendinize en uygun zamanı keşfedebilirsiniz. Küçük hedefler belirlemek bu süreçte çok önemlidir. Örneğin, haftada bir kitabın bir bölümünü bitirmek ya da ayda bir kitap tamamlamak gibi basit ama sürdürülebilir planlar yapabilirsiniz.
Ayrıca başlangıçta ağır ve yoğun içerikli kitaplardan ziyade, akıcı, sayfa sayısı daha az ve ilginizi çeken türdeki kitapları tercih etmeniz motivasyonunuzu artıracaktır. Sizi içine çeken bir hikâye ya da ilginizi canlı tutan bir konu, okuma alışkanlığınızı kalıcı hale getirmenin en kolay yollarından biridir.
Dijital dünyayı avantajınıza kullanın! Sesli kitaplar ve makaleler, her an her yerde okuma fırsatı sunar. Özellikle yolculuklarda, trafikte, uçakta ya da yürüyüşlerde bu kaynaklardan faydalanabilirsiniz. Böylece zamanı verimli kullanabilir ve okumayı günlük rutininizin bir parçası haline getirebilirsiniz.
Okuduklarınızı daha iyi kavrayabilmek için önemli yerlerin altını çizin, notlar alın veya kısa özetler yazın. Bu teknikler, bilgiyi daha derinlemesine kavramanızı sağlar ve öğrendiklerinizi kalıcı hale getirir.
Bir okuma listesi hazırlayın ve okumak istediğiniz kitapları sürekli gözünüzün önünde tutun. Kitapları sehpada, masada, başucunuzda, çantanızda ya da arabada bulundurmak, fırsat bulduğunuzda okumayı hatırlamanızı sağlar. Kitaplarınızı yanınızdan ayırmayın! Böylece okumak günlük hayatınızın doğal bir parçası haline gelir. Ve en önemlisi okumak için boş zaman bulmayı beklemeyin, o zamanın yaratıcısı olun.
Belki bir okuma arkadaşı veya kulübü edinebilirsiniz. Birlikte kitap okumak, tartışmak ve fikir alışverişinde bulunmak, okuma sürecini daha eğlenceli ve motive edici hale getirir. Ayrıca, düzenli bir okuma rutini oluşturmanıza ve bu alışkanlığı sürdürmenize yardımcı olur.
Telefonda ve sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi azaltmaya özen gösterin. Elinize kitabınızı aldığınızda, mümkünse telefonunuzu sessize alarak dikkat dağılmalarını engelleyin. Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı bir kitapla değerlendirmek, farkında olmadan hem zihninizi dinç tutar hem de zamanınızı çok daha verimli kullanmanızı sağlar.
Özünde okumak için sabırlı olun ve süreçten keyif almaya çalışın. Aklınız zaman zaman dağılabilir, başka düşüncelere kayabilir, ama pes etmeyin. Okuma alışkanlığı bir anda kazanılmaz. Süreç boyunca keyif alarak ilerlemek, zamanla okumayı doğal bir ihtiyaç haline getirecektir.
Ve unutmayın ki okumak, bir zorunluluk değil, boş zaman bulduğunuzda yapılacak bir etkinlik de değil; özellikle zaman yaratılması gereken, kendinize yapacağınız en büyük yatırımlardan biridir.
Kitaplarla en derin bağlara sahip olduğunuz bir hayat dileğiyle...
Sağlıcakla
Aynur Görmüş