Punta’da Güzel Bir Rum Kızı  - 1.Bölüm

 

 

     Onu ilk gördüğüm yer Basmahane sokaklarının arka tarafında arnavut kaldırıma açılan bir pencere önünde dikiş makinesiyle savaşırken olmuştu. Dikiş makinesi ipi karıştırmış olacak ki makineden sarkan ipleri toplamaya çalışıyordu. Ne kadar uğraşsa da makinenin etrafına dolanan ipler bir türlü istediği şekli almıyordu. Bu görüntüsü, yüzüne takındığı yarı kızgın yarı şaşkın ifadesi, yanaklarının pembeliği, saçlarının lüle lüle gözlerinin önüne düşüşü beni çok etkilemişti. Kendimi öylece ona bakarken bulmuştum. Yanımdaki arkadaşım Nuri Ethem’in dürtmesiyle kendime gelebildim. “Noluyoruz azizim, görevimizi unutup Rum kızlarını seyre daldın.” Hafif tebessüm ediyordu. “Hayır Nuri Ethem tam öyle değil de, çok güzel değil mi sence de?” diye ağzımdan çıkıverdi bir anlık. Sonra bu söylediğimden utandığımı hissettim. Bizim gibi Müslüman ahalisinin gayrimüslim birisiyle olması imkansızdı. Hele ki kurtuluş mücadelesi verirken.

     Size kendimden bahsetmeyi atladım. Ben İzmirli gazeteci Salih İhsan. Selanik doğumluyum. Osmanlı’nın balkanları kaybetmesinden sonra ailemle buraya geldik. İzmir Kordon boyu bana her zaman Selanik’i hatırlatmıştır. O gün gazeteci arkadaşımla Rum mahallesine gitmemizin asıl sebebi Kuvay-i Milliye adına çalışıyor olmamızdı. Yani kısacası bilgi toplamak. Kimlerin Türk düşmanlığı yaptığını, kimlerin savaşa sıcak baktığını, kimlerin ajan olup olmadığını anlamaya çalışmaktı. İşte Maria’yı da o sokakların birisinde gördüm. Yukarıda da bahsettiğim gibi Nuri Ethem beni uyarmasaydı belki de uzun süre öylece bakabilirdim. Bir anlık utanmamın ardından kendimi topladım. Cebimden çıkardığım kağıt kalem ile dikiş makinesiyle uğraşan kıza doğru yöneldim. Nuri Ethem arkamdan kısık bir sesle “Nereye gidiyorsun Salih İhsan, dur.” dediyse de dinlemedim. Yanına gittim. Selanik’te öğrendiğim hatırı sayılır Rumcam ile iyi günler dileklerimi ilettim. Ardından da kolay gelsin dedim. Gözlerinin önüne düşen saçlarını kaldırdı. Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Sonrasında Türkçe “Teşekkür ederim.” dedi. Şaşırmıştım. Beklemiyordum. Bir şey diyemeden devam etti. “Siz nasıl ki Rumca konuşabiliyorsunuz benim de Türkçe konuşmamı garipsemiş olamazsınız sanırım.” dedi. Yüzünde ufak bir gülümseme belirdi. O gülümseyince bende gayri ihtiyari gülümsedim. “Ne yalan söyleyeyim şaşırdım doğrusu.” “Şaşırmanıza gerek yok beyefendi, çok Türk arkadaşım vardır. Küçüklüğümden beri onlar bana Türkçe’yi ben onlara Rumca’yı öğrettim. Her birisiyle kardeş gibiyizdir.” Bu sözleri üzerine kafamın içinden ilk geçen şeyler millet ayırmadan her insana karşı eşit yaklaşabileceği oldu. “ Birisine mi bakmıştınız?” “Hayır. Ben … şey … gazete için …” kekeliyordum. Aslında normal şartlarda çabuk düşünen pratik cevaplar verebilen bir insanken şimdi iki kelimeyi bir araya getirip bir cümle kuramıyordum. Bunu anlamış olacak ki “Ben Maria, gazeteniz için nasıl bir yazı kaleme alıyorsunuz? Size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.” dedi. Gülümsedim. “Aslında ben mahalle kültürleri hakkında bir yazı hazırlıyordum.” diye sallayıverdim o an. “Hıı öyle mi? Bizim mahallemiz gördüğün gibi çok güzel, temiz bir mahalledir.” “Evet görebiliyorum. Evleriniz de çok güzel, geniş. Mimari olarak da çok güzeller.” Gerçekten de öyleydi. Bu evleri tarif ederken yabancı bir yazarın Avrupa yolculuğunda İzmir’e uğramasıyla kaleme aldığı yazısından bir kesiti aynen aktarmak istiyorum: “Şehrin bir kısmı tamamen Türklerden oluşur; Yahudilerin, Frenklerin ve Ermenilerin kendi mahalleleri vardır. Evleri büyük, temiz, havadar, siyah ve beyaz mermer karo taşlarla cömertçe döşenmiştir ve çoğunun ortasında içinde bereketli bir çiçek bahçesi ve ışıltılı bir çeşme bulunan kare bir avlu vardır ve bütün odaların kapıları bu avluya açılır. Çok geniş bir hol sokak kapısına açılır ve kadınlar günün büyük bölümünde burada oturur. Akşamın serinliğinde en güzel giysilerini giyerler ve kendilerini kapıda gösterirler. Hepsi güzel görünümlü, derli toplu ve temizdir; sanki müzik kutusundan çıkmış gibi görünürler. Genç hanımlardan bazıları – hatta birçoğu diyebilirim- çok güzeldir.” Yabancı yazarın kaleme aldığı gibi evlerin avlusunda bulunan mermerden çeşmeler muazzam güzellikteydi. “Avluyu beğendiniz sanırım beyefendi?” “Evet çok güzel, siz de öyle hanımefendi” Bunu deyince Maria’nın yanaklarının kızardığını gördüm. Utanmış olmalıydı. Aslına bakılırsa o cümleyi söyledikten sonra kalbimin ramazan davulcusu misali güm güm attığını bütün vücudumda hissettim. Maria “Bir adın var mı?” diye sordu. “Ahh özür dilerim elbette var. Salih İhsan, Selanik doğumlu İzmirli Gazeteci Salih İhsan.” “Salih İhsan, güzelmiş.” dedi Maria. Bir süre daha bakıştık. Bir süre daha sohbetimize devam ettik. Maria’nın yanından bir türlü ayrılamıyordum. O kadar ki bu mahalleye beraber geldiğimiz arkadaşım Nuri Ethem’i yanımıza gelene kadar yemin ederim ki unutmuştum. “Merhaba hanımefendi.” Maria başını salladı. “Azizim, yazımızı gazeteye yetiştirmemiz lazım geç kalıyoruz, gitmemiz gerek.” dedi Nuri Ethem. ‘Sen git ben bir ömür Maria’nın dizinin dibinde kalmak istiyorum’ diyemedim tabii. Acelece yazdığım bir kağıdı Maria’nın eline tutuşturup vedalaşarak oradan ayrıldık.  

 

    

                                                                                                      Devam edecek…

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...