Sade ve Sahici

Renkli hayâllerin , kalbe dokunan büyülü cümlelerin mimarıydı o. Gezip gördüğü, yemyeşil bahçelerinden kır papatyaları topladığı uzak şehirlerin kıyıda köşede kalmış hikâyelerini kaleme alan bir kırmızı masa perisiydi kendisİ.

Bembeyaz yazı masasını, bir gece ansızın geliveren ilhâmla kırmızıya boyamıştı, çünkü hayat onun için sihirli dokunuşların gerçekle buluşması sanatıydı.

Uzun siyah saçlarını her dâim kır papatyaları ile süslerdi.Yeşil çimenlerin, mor dağların, mis gibi kahve kokan salaş kır kahvelerinin müdâvimiydi.

Ona göre hayat, sadelikle ve doğallıkla akıp giden uzun bir nehir gibiydi. Tanık olduğu hayatları en gösterişsiz ve abartıdan uzak cümlelerle ustalıkla aktarabilmesi de bu yüzdendi belki de. Süt beyaz renkli kedisinin ismi bile ''Sade''ydi.

Süslü imgelerden uzak, sahici bir yaşam onun en büyük zenginliğiydi.

Denizatlarını ve kaplumbağaları çok severdi, bir de otantik küpeleri.

Ruhu gibi incelik ve nezâket kokardı evinin tüm odaları da.

Beyaz alçıdan yapılmış küçük heykelcikleri dizerdi sıra sıra, kırmızıya boyadığı yazı masasının kenarındaki metal işlemeli oval aynasına yansıyan aksini izlerdi uzun uzun ve sessizce.

Sade ve güzel olan her şeyi büyütmeyi severdi, hayatı tüm inceliğiyle yaşar, en sade cümlelerle sahici öyküler anlatırdı mor mürekkepli tükenmez kalemiyle.

Sahiden de mürekkebi tükenmezdi, çünkü onun tüm malzemesi sade ve sahiciydi...

SERPİL KAYA