Sizlere bu yazım da ‘kimseye etmem şikâyet’ şarkısının, kederli, bir o kadarda acıklı hikâyesini anlatmak istiyorum…
Şarkı aslında 13 yaşında evlendirilen bir kız çocuğunun haykırışlarını anlatıyor. Benim gibi sizlerin de çok şaşırdığına ve merek ettiğine eminim.
İhsan Raif Hanım, babasının Valilik görevi nedeniyle bulunduğu Beyrut'ta hayata gözlerini açmış, 12 yaşına kadar da Adana'da hayatını sürdürmüştü. 12 yaşına geldiğinde ise yine babasının görevi nedeniyle İstanbul'a taşındı... İşte her şey böyle başlamıştı, kederli hayatına ilk adımları bu şekilde atmıştı.
İhsan Raif Hanım, İstanbul'a taşındıklarında Taş Konak'ta yaşamaya başlamıştı. Kendisi Taş Konak'ı 'O günler başka bir sema altında, tomurcuk güllerin açtığı, uçarı gönüllerin coştuğu hayal ülkesiydi' diye hüzünle anıyor ve 'şiirin, musikinin, sanatın beslendiği edebiyat mekânı” olarak adlandırıyordu.
Taş Konak'ta mutlu mesut bir hayat sürüyordu İhsan Raif Hanım. Kardeşi Belkıs ile oyunlar oynuyordu. İhsan Raif Hanım yine bir gün kardeşi Belkıs ile oyun oynarken, Taş Konak'taki odalarına birden hışımla biri dalar. Kimdi bu adam, ne istiyordu, Taş Konak'a nasıl girebilmişti? Niyetinin hiç de iyi olmadığı belli olan bu adam, İhsan Raif Hanım'ı kaçırmaya çalışmıştı. Fakat başarılı olamadı. Çocukların çığlığı eşliğinde oradan uzaklaştı ve gözden kayboldu. Meğerse bu kişi Reji Memuru Mehmet Ali'ymiş. Başka bir kadınla birliktelik yaşamasına, çocuğu olmasına rağmen Mehmet Ali’nin gözü küçük kızdaymış. Mısırlı Arap Bacıları kandırarak dalmış Taş Konak'a. Bu nedenledir ki İhsan Raif’in hatıralarında “Arap Bacıların komplosu” olarak kalır bu olay.
Yaşanan bu olay İhsan Raif Hanım'ın hayatında büyük değişikliklere ve ızdıraplara yol açar. Babası Raif Paşa yaşanan bu hadiseden ve etrafta çıkan dedikodulardan sonra kızı İhsan Raif Hanım'ın Mehmet Ali ile evlenmesine karar verir. Üstelik henüz 13 yaşındayken... Kız kardeşiyle oynadığı oyunlar, hiç oynanmamak üzere silinir hayatından, belki de küçük yaşında silinmek zorunda bırakılan birçok ‘kardelenden’ biri haline gelir, 13 yaşında ki İhsan Raif Hanım…
“Babamın terazisinin şaştığını hiç görmedim ben. Onu Hazret-i Ömer adaletinin timsali bilirdim. Benim istikbalimi tartarken adil olmadı o terazi. Mehmet Ali’yle nikâhlanmaktan başka çıkar yolum kalmadı. Günlerce gözyaşı döktüm, haftalarca yalvardım. Babacığım, masumum, bana kıyma, derslerimi tamamlayayım, yaşım küçük, beni yakma, dizlerine kapandım. Beni sevdiğim biriyle evlendir, telli duvaklı gelin et...” diyordu İhsan Raif Hanım, yaşanan bu olayla ilgili... Babasıyla ilgili...
1890 yılında İzmir'e gelin olarak gönderilmeye hazırlanan İhsan Raif Hanım, Taş Konak'tan ayrılmadan önce, 14 sene dönemeyeceği İstanbul'a veda ederken, çocukluk masumiyetinden, çok sevdiği İstanbul’dan, hem de hiç sevmediği kocaman bir adamın karısı olarak ayrılırken, içindeki üzüntüsünü, korkusunu, nefretini ve umutsuzluğunu kâğıda döker.
Kimseye etmem şikâyet; ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
(Titrerim suçlu gibi baktıkça geleceğime)
Perde-i zulmet çekilmiş korkarım ikbalime
(Korkarım karanlık perde çekilmiş talihime)
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime…
Evliliği, ailesi başka kadınlarla birlikte olan kocasından ayrılmasına razı gelene kadar, yani yaklaşık 14 yıl devam eder. Bu sürede 3 çocuğu olmuştur. İkinci evliliği 1 gün sürer. Üçüncü evliliği ise bir aşk evliliği olur. Yazar Şahabettin Süleyman ile evlenir. Eşi ölene kadar mutlu bir birliktelikleri olur. Bunun yanında İhsan Raif, edebiyat dünyasından bir çevre edinir ve şiirleri ile kendisini bu zümreye kabul ettirir. Dördüncü ve son evliliğini ise Şahabettin Beyin ölümünün ardından bir Fransız ile yapar. İhsan Raif Hanım’ın kısa ve fırtınalı yaşamı 1926’da son bulur. Öldüğünde 49 yaşındadır.
Zaten birçok çiçek de ailelerin ‘şaşmayan terazileri’ yüzünden solmuyor mu?
1992 yılında KüTAHYA’NIN GEDİZ ilçesinde doğdum. Edebiyata, eğitime, sanata âşık bir aile de yetiştirildim. Lise eğitimine kadar kısa sena...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...